Meta, yapay zekâ yoluyla üretilmiş görüntü ve ses dosyalarının daha iyi tespit edilmesini ve etiketlenmesini sağlayan bir sistem üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Facebook, Instagram, WhatsApp gibi platformları bünyesinde barındıran sosyal medya devi, birkaç ay içerisinde bu sistemin devreye girmesini beklediklerini açıkladı.
Meta Küresel İşler Başkanı Nick Clegg, Fransız haber ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada yeni sistemin henüz mükemmel olmadığını söyledi. Clegg, “Mükemmel değil, her şeyi kapsamayacak, teknoloji tam olarak olgunlaşmadı” diye konuştu.
DW Türkçe’nin aktardığına göre, Meta’nın Aralık ayından beri kendi yapay zeka araçları kullanılarak oluşturulan görsellere görünür ve görünmez etiketler uyguladığını belirten Clegg, kullanıcılar açısından şeffaflığı en üst düzeye çıkarmak için diğer teknoloji şirketleriyle iş birliği yapmak istediklerini belirtti.
Clegg yazdığı blog yazısında da ortak teknik standartlar üzerinde uyum sağlamak amacıyla partnerleriyle çalıştıklarını duyurdu. Meta’nın halihazırda yapay zekâ standartları üzerinde çalıştıkları şirketler arasında OpenAI, Google, Microsoft, Midjourney gibi firmalar bulunuyor.
Clegg’in verdiği bilgilere göre her ne kadar şirketler yapay zeka ile üretilen resimlere bu tarz “işaretler” koymuş olsa da görüntü ve ses içeriklerinde şimdiye kadar yavaş davranıldı. Etiketlemenin sahte resimler üretilmesi riskini “tamamen ortadan kaldırmayacağını” belirten Clegg, ancak “teknolojinin verdiği sınırlar içerisinde” bunların çoğalmasını “kesinlikle düşüreceğini” ifade etti.
Meta ayrıca kullanıcılardan online içeriklere eleştirel bir gözle bakmalarını, bunları yayınlayan hesapların güvenilir olup olmadığını kontrol etmelerini ve doğal olmayan detaylara dikkat etmelerini istedi.
Siyasetçiler özellikle de kadınlar “deepfake” olarak adlandırılan görüntülerin şimdiye kadar hedefi oldu. Süperstar Taylor Swift’in yapay zeka tarafından üretilen çıplak fotoğrafları bunun en bilinen örnekleri arasında.
Üretken yapay zekânın gelişimi, bu tekniğin siyasi kaos yaratmak için de kullanılabileceği endişesini beraberinde getiriyor. OpenAI geçen ay yaptığı açıklamada platformlarının “siyasi örgütler veya bireyler” tarafından kullanılmasını yasaklayacağını açıklamıştı.
ABD’de de birkaç hafta önce ABD Başkanı Joe Biden’ın sesine benzetilmiş bir sesle vatandaşlar otomatik olarak aranmış ve Amerikalılara Demokrat Parti’nin New Hampshire’daki ön seçimine katılmama çağrısı yapılmıştı. Olay, ABD’de Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimine yapay zeka yoluyla müdahale edilebileceği yönündeki endişeleri artırmıştı.
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)